29 Mart 2008 Cumartesi

DEFNE AKDENİZ DEFNESİ(LAURUS NOBİLİS) HAR,NEHTEL,TEHNEL



Latince Adı: Laurus nobilis Defne ya da Akdeniz defnesi, (Laurus nobilis), defnegillerden, her mevsim yeşil kalabilen, güzel kokulu ve yapraklarının kullanım alanı oldukça geniş olan bir ağaç türüdür. Laurus nobilis L. [Akdeniz Defnesi]Akdeniz'e özgü bir bitki olan defne Herdem yeşil çalı genelde 2-6m, bazen 8-10 m. boylarında küçük bir ağaçtır. Yuvarlak tepeli ve sık dallıdır. Gövdesinin alt kısmı gri, üst kısmı yeşildir ve düzgündür. Genç sürgünler yeşil, sonra kırmızı siyah ve çıplaktır. Yapraklar dar ve eliptik yapıda, her iki uca doğru sivrilmekte, kenarları hafif dalgalıdır. Yaprakları 6–12 cm uzunlukta ve 2–4 cm genişliktedir. Yapraklar kokuludur, şekilleri mızrak ucu gibi, meşinimsi, sert, üst yüzü parlak, kenarları dalga görünüşlü ve almaşık dizili koyu yeşil yaprakları vardır, ilkbaharda açan sarımsı yada yeşilimsi beyaz renkteki küçük çiçekleri olgunlaşınca rengi koyu mor, tek tohumlu ve etli meyvelere dönüşür. Çiçekleri 1 cm çapında olup açık sarı veya yeşildir, sapın aynı noktasından 4-5 tanesi birden çıkarak birer öbek oluşturular. Bu çiçek öbekleri yaprağın yanında çift olarak açarlar. Ağaçlar erkek ve dişi olarak ayrılırlar. Meyvesi yaklaşık 1 cm çapında, içinde tek bir tohum barındıran siyah bir yemiştir. Bitkinin yuvarlak kesitli ve mor-kahverengi olan gövdesi, zamanla odunlaşır ve rengi griye döner. Defne, gövde çelikleriyle çoğaltılır.
Çiçekleri 1cm çapında olup açık sarı veya yeşildir, sapın aynı noktasından 4-5 tanesi birden çıkarak birer öbek oluştururlar. Bu çiçek öbekleri yaprağın yanında çift olarak açarlar. Çiçekleri iki evciklidir. Dişi çiçeklerde körelmiş 4 etamin görülür. Üzümsü meyve önceleri yeşilimsi, en çok bir tesbih tanesi kadar, olgunlasınca koyu siyahtır .Ağaçlar erkek ve dişi olarak ayrılırlar. Meyvesi yaklaşık 1 cm çapında, içinde tek bir tohum barındıran siyah bir yemiştir.
Yapraklarında ve meyvelerinden defne yağı (Oleum lauri) elde olunur. Bu yağ eczalıkta özellikle sabun yapımında çok kullanılır. Ayrıca antiseptik olarak özellikle romatizmaya karşı, veterinerlikte antiparazit olarak kullanilir. Öte yandan kurutulup öğütülen yapraklar baharat olarak kullanılır.
Bitkinin yaprakları eterik asidi içerir. Bazı yemeklere koku ve çeşni katar, ayrıca veteriner hekimlikte ilaç yapımında kullanılır. Defne, ülkemizin tarımda önemli dışsatım ürünlerinden biridir. Meyvesinden defne yağı elde edilir, ayrıca olgun meyveleri saç dökülmesini engelleyici sabunların yapılmasında kullanılır.
Defne olarak adlandırılan çeşitli bitki türleri vardır. Yemek yapımında kullanılan defne yaprakları Akdeniz bölgesi kükenli Laurus nobilis 'tir. Kaliforniya defnesi olarak bilinen
Umbellularia californica yemeklere daha kuvvetli bir koku verir. Hint mutfağında kullanılan Hint defnesi Cinnamomum tejpata farklı bir cins (ama aynı familyaya ait) bir bitkidir, yemek yapımı bakımından kokusu daha çok Çin tarçını (Cinnamomum Cassia) gibidir benzer.,
İçeriği
Defne yaprağı %1-3
esans yağlarından oluşur. Bu lipitler 1,8-cineole ve pinen, Terpen, Sesquiterpen, Metileugenol ve daha ufak miktarlarda α- ve β-Pinen, Phellandren, Linalool, Geraniol ve Terpineol. Defne yaprağının tat ve aroması büyük ölçüde eugenol adlı esansiyel yağdan kaynaklanır
Defnegillerden bazı türler zehirlidir, örneğin
Arabistan defnesi (Daphne gnidium) ve yaban defnesi (Daphne mezereum).[7]. Defnegillerden olmayan dikenli defne (Ilex aquifolium), dağ defnesi (Kalmia latifolia) ve koyun defnesi (Kalmia angustifolia ) de zehirlidir.
Etki ve Kullanım:
Defne yaprağı çay, tentür ve natürel ilaç yapımında, yağı ise merhem yapımında kullanılırDefnenin yaprak ve meyveleri, içerdiği etkiler nedeniyle tıbbi amaçlarla kullanılır. Bu etkiler ve yararlanma yöntemleri kısaca şöyle sıralanabilir:• Sindirimi kolaylaştırıcıdır. Midevi ve iştah açıcıdır.• İdrar söktürücüdür.• Terleticidir.Bu etkilerinden yararlanılmak için defne yaprakları genelde yaz sonunda toplanır, gölgelik ve havadar yerde kurutulur. Parçalanmış kuru yapraklarından 1-2 tatlı kaşığının üzerine 4 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan infüzyon, günde bir-iki kez ve bir-iki yemek kasığı olarak alınabilir. Daha fazla alınması kusturucu olur.• Aynı şekilde hazırlanmış infüzyondan bir-iki bardağı, küvete doldurulmuş banyo suyuna katılarak banyo yapılırsa, bedeni uyarıp zindeleştirir.• Bitkinin meyvelerinden yapılmış olan defne yağı, bedende romatizma yangılı yerlere sürülerek rahatlama sağlanır. Akut romatizma ve eklem ağrılarında kullanılır. Un haline getirilip bal ve zeytinyağı ile karıştırılarak ağrılı bölgeye sürülür. Saç diplerini besleyen en iyi yağdır.
Veterinerler tarafından hayvanlarda kurt düşürücü olarak kullanılır
Uzakdoğu'da inceltilip sürülünce sinekten koruyucu olarak kullanılır
Yaprakları: Halk arasında başağrısı ve sinirsel rahatsızlıklara (nevralji) karşı çayı içilirken, basura karşı hazırlanan demi taharet yapılacak su ile karıştırılarak taharet yapılır ise basurları iyileştirir. Defne yağı: Defne yağı genelikle hayvanların derilerinde meydana gelen iltihaplı, iltihapsız yaralara, çatlak ve sertliklere karşı kulanılır. Özeliklede ineklerin sertleşen ve iltihaplanana memelerini iyileştirmek için kulanılır. Merhemi: Defne meyvelerinin soğuk baskı ile yağı çıkarılır veya meyvelerin yarısı kadar su ile 2-3 saat kaynatıldıktan sonra süzülür ve soğumaya bırakılır. Soğuyan defne yağı daha ağır olduğundan dibe çöker ve su üst kısımda kalır, böylece yağı ve suyu ayırmak kolaylaşır. Koyun kuyruk yağı veya içyağı yoksa parafin veyahutta vazelin önce ocakta ısıtılarak eritilir ve içine ondabir oranında (100 gr. Parafin veya vazelin ve 10 gr defne yaprağı) defne yağı ilave edilir ve soğuduktan sonra buzdolabına konur. Defneyağı Hatay yöresinde sabun yapımında kullanılır. Taze defne yaprakları çok kuvvetli aromalı ama oldukça da acıdır. Uygun bir kurutma işlemiyle acılık önemli miktarda azalır ve lezzeti daha da artabilir. Elle koparma ve düzenlemeden sonra yapraklar güneş ışığına maruz bırakılmaksızın hızla kururlar. Yüksek kalite defne yaprakları sadece kuvvetli aromalarıyla değil parlak yeşil renkleriyle de ayırt edilirler. Rengi ne kadar yeşilse o kadar iyi kalitedir. Bununla birlikte defne yaprakları sert dokularının gösterdiği kadar uzun süre saklanamazlar, toplandıktan sonra bir yıldan fazla tutulmamalıdırlar. Bayat yapraklar hoş kokularını kaybeder, kahverengimsi bir renk alır ve tatları genelde acır.
UYARILAR• Gebelik durumunda defne alınmamalıdır.• Yukarıda açıklaması yapılan, ülkemizin birçok yerinde yetişen Akdeniz defnesi (L. nobilis) dışındaki diğer defne türleri zehirlidir.
Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp
Şifalı Bitkiler Kullanma Kılavuzu

DEVEDİKENİ
MERYEMANA DİKENİ,AK KIZ,DEVE KENGELİ,DEVE KENGERİ,SÜT KENGEL,SÜTLÜ KENGEL,ŞEYKÜLMERYEM,USLU KENGEL,KASNA AĞACI,EŞEK DİKENİ,KENGER OTU,AK DİKEN,KIBBUN,ANA DİKENİ ( (Drog Adı:HERBA CARDUİ MARİAE)(SILYBUM MARIANUM veya CARDUUS MARİANUS)Arapça Ýsmi : Şevkel-cemel, el-lehlahFarsça Ýsm : E Eşterhar
Devedikeni (Silybum marianum veya Carduus marianus), bileşikgiller (Asteraceae) familyasından bazı dikenli bitkilerin ortak adıdır. Deve kengeli, meryemana dikeni, sütlü kengel olarak da bilinir.
Meryemana dikeni tohumları yaklaşık olarak 2000 yıldır karaciğer hastalıkları ile ilgili olarak kullanılan bir bitkidir Meryemana Dikeni tohumları %4–6 oranında silymarin içermesine rağmen günümüzde Amerika’da üretilen yoğunlaştırılmış Meryemana Dikeni ekstreleri %70–80 oranında Silymarin içermektedir Ülkemizin her bölgesinde kurak arazi, tarla, yol kenarları ve açık alanlarda, dağ eteklerinde kendiliğinden yabani olarak yetişir 30-200 cm. boyunda. Gövdesi, köşeli ve dikenli, yaprakları soluk, gri renkte, hafif tüylü ve damarlı, kenarları dişli ve dikenlidir. Çiçekleri yapraklarından 10-15 cm. yüksekliktedir ve taç şeklinde bir arada bulunur.Çiçekleri mor renkte açar. Çiçekleri; baş şeklinde olup bir arada toplu görünümündedir Meyveleri ise 7mm kadar uzunlukta esmer renkli uç kısımlarında 15mm kadar uzunlukta düşücü ve beyaz renkli bir tüy demeti bulunur. Rozet yapraklar kalsiyumkarbonat birikmesinden dolayı beyaz renklidir. Tohumu ise; koyu renkli oval farklı yüzeylerden oluşmuştur ve 6mm uzunluğundadır. Tohumları çiçeklerinin içinde bulunan, Haziran ayında olgunlaşır. Meryemana Dikeni Akdeniz ülkeleri, Güney Rusya ve Kuzey Afrika’da yaygın olmasıyla birlikte ülkemizde Ege ve Marmara bölgelerinde sıkça görülmektedir
Beyaz devedikeni (Atractylis gummifera veya Carlina gummifera) denen türü, çokyıllık bir bitkidir ve kırmızı ya da pembe çiçekler açar. Gene çok yıllık bir bitki olan ve köy göçerten (Cirsium arvense) adını taşıyan türü ise, çok hızlı çoğalır ve zararlı ot olarak kabul edilir. Eşekdikeni, aynı familyadan başka bir bitkinin adıdır. Devedikeninin meyvelerinden, çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde yararlanılır.
BİTKİNİN TARIMI VE YETİŞTİRİLMESİ:Bu bitki her türlü toprağa uyum sağlar fakat istenilen boya gelmesi amaçlanırsa zengin humusa gereksinim duyduğunun bilinmesi gerekmektedir. Bitkinin çoğaltılması için; tohumu ilkbahar sonunda veya sonbaharda şaşırtılmak üzere saksıya ekilmesi gerekmektedir. Ilık iklimlerde kendi kendine dökülen tohumlardan da çıkıp büyür. Limonluklarda ya da bitki örtüsü içinde ilkbahar başında da yetiştirilmeye başlanabilir. Meryemana Dikenini yetiştirmek için 75cm aralıklarla seyreltilir ya da şaşırtılır. Evde yetiştirmeye müsait bir bitki değildir.Bu Bitkiden ürün almak için; toplama yöntemi geçerlidir fakat kökünü elde etmek için ikinci yılında kazılarak yapılması gerektiği bilinmelidir.
KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:Meryemana Dikeni ekstreleri %70–80 silymarin içermesinden dolayı antioksidan etki göstererek karaciğerin serbest radikallerinin zararlarından korur. Aynı zamanda karaciğer hormonlarının ilaçların ve kimyasalların detoksifikasyonundan sorumludur.Mantar zehirlenmelerinde de kullanılabilmektedir.Meryemana Dikeni bitkisinde bu maddeler yanında, tyramin, flavonid, histamin, reçine, âmine, albümin, agmatin maddeleri de bulunmaktadır..
Kullanılan Kısmı : Bitkinin tamamı, tohumu. Etkisi : Yaprakları, böbrek, idrar yolu kum ve iltihabına, idrar artırmaya, safra kesesi tembelliğine, kuvvet vermeye, sıtmaya, vücuttaki zehirli maddelerin dışarı atılmasına , hazımsızlık ve iştah açmaya iyi gelir. Tohumları ve çiçeği; karaciğeri beslemeye, sarılığa, sedef, egzama, kaşıntı ve sivilcelere kullanılır. Bitkinin gövdesi ve yaprakları , aynı işlevi görür. Karaciğeri koruyucu, zararlı ve zehirli maddelerden arındırıcı, karaciğer hücrelerinin kendini yenilemesi konusunda etkili, safra salgılarını arttırıcı, anne sütünü arttırıcı ve antidepressif.
Devedikeni bileşiminde karaciğeri koruyucu etken maddeler; flavonolignandan meydana gelen Silymarin, taxifolin, quercetrin, albümin, miisiliaj, sabit yağ ve acı maddeler bulunur
Kullanım alanları:
Vücudu zararlı ve zehirli maddelerden arındırıcı, karaciğer hücrelerinin doku yenileme konusunda etkili, safra salgılarını arttırıcı özelliklere sahiptir. Bitkinin içerdiği etkin maddeler sayesinde, karaciğer yağlanması durur. Bu anlamda bitki, karaciğeri korur. Hepatit ve sarılık hastalıklarına karşı veya aşırı alkol tüketimi nedeniyle oluşan, siroz gibi hastalıklarda devedikeni tohumu çayı etkilidir. Batıdaki eczanelerde, karaciğer tedavisinde Marianon adı ile satılmaktadır
Kronik hepatiti yani karaciğer iltihabı dâhil, aşırı alkol ve bazı ilaçların neden olduğu kolonjit (safra yolu iltihabı) ve sirozda da bu bitkide bulunan maddelerin oldukça etkili olduğu saptanmıştır.Karaciğer vücudumuzun kimyasal fabrikası gibi çalışarak sağlığımızın sürdürülmesinde önemli rol oynar. Yağların yakımı ve parçalanması için gerekli safrayı üretir. Kanımızdaki nikotin, alkol ve karbonmonoksit gibi zehirleri zararsız hale getirir. Karaciğer aynı zamanda A, D, E ve K vitaminlerin de depolandığı yerdir. Meryemana Dikeni tüm karaciğer fonksiyonlarını destekler ve yeni karaciğer hücrelerinin oluşmasında yardımcı olur. Bu bitkinin içeriğindeki silibin maddesi aynı zamanda kuvvetli bir antioksidan olup sigara, alkol ve kirli hava ile alınmış olan zehirli maddeleri oksidatif zarar sonucu üretilen serbest radikalleri etkisiz hale getirir. Silymarin aynı zamanda iyi bir kan temizleyici olup; sedef hastalığı içinde faydalıdır. Karaciğerin temel görevlerinde olan infilitrasyon (filtre etme) özelliğinden dolayı sedef hastalığı ile ilişkisi vardır.
Bitkinin etken maddeleri karaciğeri genel anlamda korur ve özellikle çok yaygın olan karaciğer yağlanmasında doku yenileyici etkiye sahiptir. Devedikeni tohumu, hiçbir yan etkisi olmayan, spesifik(özgül) bitkisel ilaçların en önde gelenidir. Bitkinin etken maddesi Silymarin,yüksek dozlarda bile hiçbir yan etki içermez ve karaciğer dokularının yenilenmesinde fevkalade etkilidir.Ayrıca bu etken madde, karaciğeri zararlı ve zehirli maddelerden de büyük bir başarıyla temizleyebiliyor. En etkili zehirlerle yapılan hayvan deneyleriyle kanıtlanmış bir gerçektir bitkinin bu önemli özelliği.Kısaca söylemek gerekirse, duyarlı ve hasta karaciğerlerin korunması için, devedikeni tohumu çayı bir kür biçiminde önerilmelidir. Gerçi tıp doktorları genellikle karaciğer hastalarına çay kürü önermez, ama bitkinin preparatlarını kullandırırlar. Standardize edilmiş bu preparatlar gerçekten de bitki çayından daha etkili olabilirler. Bu tedavi sonunda rahatsızlıklar kısa sürede azalır ve kişi genellikle eski sağlığına kavuşur.
Hepatit ve sarılık hastalıklarına karşı veya bir iltihaplanma, aşırı alkol tüketimi veya uygulanmış olan bir kemoterapi nedeniyle oluşan karaciğer zararlarına karşı da öncelikle devedikeni tohumu çayı veya preparatları kullandırılmalıdır, Uygulanan kemoterapilere eşzamanlı olarak devedikeni çayı veya preparatlar mutlaka kullandırılmalıdır.Bu destekleme tedavisini engellemeye çalışan doktorların,kesinlikle hiçbir yan etki içermeyen bu bitki hakkında mutlaka uyarılmaları gerekir.Ama çok iyi bildiğimiz konular hakkında bilgisi olmayan doktorumuzu da mutlaka uyaracağız! Onu ikna etmek için bilgi ve belge sunmaya çalışacağız. Devedikeni tohumu ayrıca, safra salgılarını ve anne sütünü arttırır,antidepressif etki içerdiği de varsayılır. Varis hastalığına karşı da dahilen kullanılabilirHamilelikte safra akımının kesilmesi, cholongitis yani; safra kanalları iltihabı ve pericolongitis ( safra kanalları çevresindeki doku ve oluşumlarının iltihabı) gibi birçok karaciğer hastalığı üzerinde pozitif etkisi olduğu da gösterilmiştir.
Toplama/kurutma : Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Marmara Bölgelerinde yoğunlukla yetişir. En uzun boylu diken türüdür (200 cm kadar). Sapın ucunda, enginarı andıran mor çiçekleri vardır. Meyveler(tohum) koyu renkli ve 5-7mmuzunluğundadır. Ağustos-eylül aylarında olgunlaşan meyveler(tohumlar) toplanır ve açık havada iyice kurutulur.
Kullanışı: Yaprakları, dikenleri ve kabuğu taze iken soyularak yenir. Yaprağı, çiçeği, kök ve gövdesi kaynatılarak suyu içilir. Tohumu dövülerek bala karıştırılıp içilir.
Bir tatlı kaşığı dolusu devedikeni tohumu havanda hafifçe ezilir, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 10-15 dakika demlendirildikten sonra süzülür. Taze demlenmiş çay sıcakken ve yudumlanarak, sabahları aç karnına, öğlen yemeğinden yarım saat önce ve yatmadan yarım saat önce birer bardak içilir.
Devedikeni tohumu, nane ile karıştırılarak da demlenebilir; böylece, yalnızca yeni bir lezzet oluşturmakla kalınmayıp, çayın iyileştirici gücü de arttırılmış olur.
Tentür kullanımı: Carduus marianus, öncelikle karaciğer ve safrakesesi ağrılarıyla birlikte gelişen karaciğer hastalıklarına karşı kullanılabilir. Ayrıca, safra kesesi iltihabı, alında odaklanan baş ağrıları,siyatik, kas romatizması ve baldır yaralarına karşı başarıyla kullanılabilir.
Genellikle, başlangıç tentürü Ø, D1 ve D2 seyreltileri kullanılır. Günde 2-4 kere, 20-25damla tentür, biraz suyla inceltilerek alınır ve kısa bir süre ağızda tutulduktan sonra yutulur.Uyarı: Devedikeni tohumunun bilinen hiçbir yan etkisi yoktur ve herkes gönül rahatlığı ile kullanabilir.
REÇETELER: Karaciğer yetersizliği: Bitkinin içeriğindeki silymarin maddesi karaciğer tedavi edicidir. Bu nedenle bitki ve ya tohumları kaynatılıp soğuk olarak içilebilir. Eğer tatlandırılmak istenirse bir miktar bal kullanılabilir.
Zehirlenmelerde: Meryemana dikeni kaynatılır süzülerek içilir.
Hepatit (Sarılık): Meryemana dikeni ayrık otu köküyle beraber kaynatılır soğutulmuş olarak içilir. Tatlandırıcı olarak bir miktar bal kullanılabilir.
Mide güçlendirici: Meryemana dikeni bitkisinin tohumları ezilerek sirkenin içine atılır.20 gün bekledikten sonra kullanılabilir.
Ateş düşürücü, idrar arttırıcı, romatizma ağrılarını azaltıcı: 15g meryemana dikeni 100g suda haşlanır ve bu hazırlanan preparattan bir bardak içilerek tedavide kullanılır.
Safra arttırıcı: Bir miktar meryemana dikeni tohumları suda haşlanır ve elde edilen preparat içilerek kullanılabilir.
Kum dökücü olarak: 25g halis meryemana dikeni suyu ile yeteri miktarda badem yağı karıştırılır. Elde edilmiş olan preparat içilir.
UYARILAR:Araştırmalar sonucu şikâyetlere göre tedavi amaçlı kullanılan preparatların yan etkilerinin olmadığı açıklanmaktadır fakat kesinlikle doktorunuza başvurmadan ve profesyonel bir yardım almadan kullanmayınız!
Nitrojence yani azotça zengin özellikle kimyasal gübre kullanılmış toprakta yetişen bitkiler tedavi amaçlı ilaç olarak kullanmayınız.Kaynak:Çiğdem TÜRCANTıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri
BREMNES Lesley, Çeviren: EBCİOĞLU Nejat / Şifalı Otlar Cep AnsiklopedisiÖZER Mustafa / Tabiat Eczanesi/ Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi, cilt 1-2 Akit Gazetesi, Kütahya, 1998.ZEYBEK Necmettin (Prof. Dr.), ZEYBEK Ulvi (Doç. Dr.) / Farmasötik Botanik/ Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, İzmir, 1994DEMİRHAN ERDEMİR Ayşegül (Prof. Dr.) / Şifalı Bitkiler Doğal İlaçlarla Geleneksel Tedaviler/ Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim ÜyesiACARTÜRK Reyhan; Şifalı Bitkiler Flora ve Sağlığımız

Hiç yorum yok: