2 Nisan 2008 Çarşamba


DEVEDİKENİ
MERYEMANA DİKENİ,AK KIZ,DEVE KENGELİ,DEVE KENGERİ,SÜT KENGEL,SÜTLÜ KENGEL,ŞEYKÜLMERYEM,USLU KENGEL,KASNA AĞACI,EŞEK DİKENİ,KENGER OTU,AK DİKEN,KIBBUN,ANA DİKENİ ( (Drog Adı:HERBA CARDUİ MARİAE)(SILYBUM MARIANUM veya CARDUUS MARİANUS)

Arapça Ýsmi : Şevkel-cemel, el-lehlahFarsça Ýsm : E Eşterhar

Devedikeni (Silybum marianum veya Carduus marianus), bileşikgiller (Asteraceae) familyasından bazı dikenli bitkilerin ortak adıdır. Deve kengeli, meryemana dikeni, sütlü kengel olarak da bilinir.
Meryemana dikeni tohumları yaklaşık olarak 2000 yıldır karaciğer hastalıkları ile ilgili olarak kullanılan bir bitkidir Meryemana Dikeni tohumları %4–6 oranında silymarin içermesine rağmen günümüzde Amerika’da üretilen yoğunlaştırılmış Meryemana Dikeni ekstreleri %70–80 oranında Silymarin içermektedir Ülkemizin her bölgesinde kurak arazi, tarla, yol kenarları ve açık alanlarda, dağ eteklerinde kendiliğinden yabani olarak yetişir 30-200 cm. boyunda. Gövdesi, köşeli ve dikenli, yaprakları soluk, gri renkte, hafif tüylü ve damarlı, kenarları dişli ve dikenlidir. Çiçekleri yapraklarından 10-15 cm. yüksekliktedir ve taç şeklinde bir arada bulunur.Çiçekleri mor renkte açar. Çiçekleri; baş şeklinde olup bir arada toplu görünümündedir Meyveleri ise 7mm kadar uzunlukta esmer renkli uç kısımlarında 15mm kadar uzunlukta düşücü ve beyaz renkli bir tüy demeti bulunur. Rozet yapraklar kalsiyumkarbonat birikmesinden dolayı beyaz renklidir. Tohumu ise; koyu renkli oval farklı yüzeylerden oluşmuştur ve 6mm uzunluğundadır. Tohumları çiçeklerinin içinde bulunan, Haziran ayında olgunlaşır. Meryemana Dikeni Akdeniz ülkeleri, Güney Rusya ve Kuzey Afrika’da yaygın olmasıyla birlikte ülkemizde Ege ve Marmara bölgelerinde sıkça görülmektedir
Beyaz devedikeni (Atractylis gummifera veya Carlina gummifera) denen türü, çokyıllık bir bitkidir ve kırmızı ya da pembe çiçekler açar. Gene çok yıllık bir bitki olan ve köy göçerten (Cirsium arvense) adını taşıyan türü ise, çok hızlı çoğalır ve zararlı ot olarak kabul edilir. Eşekdikeni, aynı familyadan başka bir bitkinin adıdır. Devedikeninin meyvelerinden, çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde yararlanılır.
BİTKİNİN TARIMI VE YETİŞTİRİLMESİ:Bu bitki her türlü toprağa uyum sağlar fakat istenilen boya gelmesi amaçlanırsa zengin humusa gereksinim duyduğunun bilinmesi gerekmektedir. Bitkinin çoğaltılması için; tohumu ilkbahar sonunda veya sonbaharda şaşırtılmak üzere saksıya ekilmesi gerekmektedir. Ilık iklimlerde kendi kendine dökülen tohumlardan da çıkıp büyür. Limonluklarda ya da bitki örtüsü içinde ilkbahar başında da yetiştirilmeye başlanabilir. Meryemana Dikenini yetiştirmek için 75cm aralıklarla seyreltilir ya da şaşırtılır. Evde yetiştirmeye müsait bir bitki değildir.Bu Bitkiden ürün almak için; toplama yöntemi geçerlidir fakat kökünü elde etmek için ikinci yılında kazılarak yapılması gerektiği bilinmelidir.
KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:Meryemana Dikeni ekstreleri %70–80 silymarin içermesinden dolayı antioksidan etki göstererek karaciğerin serbest radikallerinin zararlarından korur. Aynı zamanda karaciğer hormonlarının ilaçların ve kimyasalların detoksifikasyonundan sorumludur.Mantar zehirlenmelerinde de kullanılabilmektedir.Meryemana Dikeni bitkisinde bu maddeler yanında, tyramin, flavonid, histamin, reçine, âmine, albümin, agmatin maddeleri de bulunmaktadır..
Kullanılan Kısmı : Bitkinin tamamı, tohumu. Etkisi : Yaprakları, böbrek, idrar yolu kum ve iltihabına, idrar artırmaya, safra kesesi tembelliğine, kuvvet vermeye, sıtmaya, vücuttaki zehirli maddelerin dışarı atılmasına , hazımsızlık ve iştah açmaya iyi gelir. Tohumları ve çiçeği; karaciğeri beslemeye, sarılığa, sedef, egzama, kaşıntı ve sivilcelere kullanılır. Bitkinin gövdesi ve yaprakları , aynı işlevi görür. Karaciğeri koruyucu, zararlı ve zehirli maddelerden arındırıcı, karaciğer hücrelerinin kendini yenilemesi konusunda etkili, safra salgılarını arttırıcı, anne sütünü arttırıcı ve antidepressif.
Devedikeni bileşiminde karaciğeri koruyucu etken maddeler; flavonolignandan meydana gelen Silymarin, taxifolin, quercetrin, albümin, miisiliaj, sabit yağ ve acı maddeler bulunur
Kullanım alanları:
Vücudu zararlı ve zehirli maddelerden arındırıcı, karaciğer hücrelerinin doku yenileme konusunda etkili, safra salgılarını arttırıcı özelliklere sahiptir. Bitkinin içerdiği etkin maddeler sayesinde, karaciğer yağlanması durur. Bu anlamda bitki, karaciğeri korur. Hepatit ve sarılık hastalıklarına karşı veya aşırı alkol tüketimi nedeniyle oluşan, siroz gibi hastalıklarda devedikeni tohumu çayı etkilidir. Batıdaki eczanelerde, karaciğer tedavisinde Marianon adı ile satılmaktadır
Kronik hepatiti yani karaciğer iltihabı dâhil, aşırı alkol ve bazı ilaçların neden olduğu kolonjit (safra yolu iltihabı) ve sirozda da bu bitkide bulunan maddelerin oldukça etkili olduğu saptanmıştır.Karaciğer vücudumuzun kimyasal fabrikası gibi çalışarak sağlığımızın sürdürülmesinde önemli rol oynar. Yağların yakımı ve parçalanması için gerekli safrayı üretir. Kanımızdaki nikotin, alkol ve karbonmonoksit gibi zehirleri zararsız hale getirir. Karaciğer aynı zamanda A, D, E ve K vitaminlerin de depolandığı yerdir. Meryemana Dikeni tüm karaciğer fonksiyonlarını destekler ve yeni karaciğer hücrelerinin oluşmasında yardımcı olur. Bu bitkinin içeriğindeki silibin maddesi aynı zamanda kuvvetli bir antioksidan olup sigara, alkol ve kirli hava ile alınmış olan zehirli maddeleri oksidatif zarar sonucu üretilen serbest radikalleri etkisiz hale getirir. Silymarin aynı zamanda iyi bir kan temizleyici olup; sedef hastalığı içinde faydalıdır. Karaciğerin temel görevlerinde olan infilitrasyon (filtre etme) özelliğinden dolayı sedef hastalığı ile ilişkisi vardır.
Bitkinin etken maddeleri karaciğeri genel anlamda korur ve özellikle çok yaygın olan karaciğer yağlanmasında doku yenileyici etkiye sahiptir. Devedikeni tohumu, hiçbir yan etkisi olmayan, spesifik(özgül) bitkisel ilaçların en önde gelenidir. Bitkinin etken maddesi Silymarin,yüksek dozlarda bile hiçbir yan etki içermez ve karaciğer dokularının yenilenmesinde fevkalade etkilidir.Ayrıca bu etken madde, karaciğeri zararlı ve zehirli maddelerden de büyük bir başarıyla temizleyebiliyor. En etkili zehirlerle yapılan hayvan deneyleriyle kanıtlanmış bir gerçektir bitkinin bu önemli özelliği.Kısaca söylemek gerekirse, duyarlı ve hasta karaciğerlerin korunması için, devedikeni tohumu çayı bir kür biçiminde önerilmelidir. Gerçi tıp doktorları genellikle karaciğer hastalarına çay kürü önermez, ama bitkinin preparatlarını kullandırırlar. Standardize edilmiş bu preparatlar gerçekten de bitki çayından daha etkili olabilirler. Bu tedavi sonunda rahatsızlıklar kısa sürede azalır ve kişi genellikle eski sağlığına kavuşur.
Hepatit ve sarılık hastalıklarına karşı veya bir iltihaplanma, aşırı alkol tüketimi veya uygulanmış olan bir kemoterapi nedeniyle oluşan karaciğer zararlarına karşı da öncelikle devedikeni tohumu çayı veya preparatları kullandırılmalıdır, Uygulanan kemoterapilere eşzamanlı olarak devedikeni çayı veya preparatlar mutlaka kullandırılmalıdır.Bu destekleme tedavisini engellemeye çalışan doktorların,kesinlikle hiçbir yan etki içermeyen bu bitki hakkında mutlaka uyarılmaları gerekir.Ama çok iyi bildiğimiz konular hakkında bilgisi olmayan doktorumuzu da mutlaka uyaracağız! Onu ikna etmek için bilgi ve belge sunmaya çalışacağız. Devedikeni tohumu ayrıca, safra salgılarını ve anne sütünü arttırır,antidepressif etki içerdiği de varsayılır. Varis hastalığına karşı da dahilen kullanılabilirHamilelikte safra akımının kesilmesi, cholongitis yani; safra kanalları iltihabı ve pericolongitis ( safra kanalları çevresindeki doku ve oluşumlarının iltihabı) gibi birçok karaciğer hastalığı üzerinde pozitif etkisi olduğu da gösterilmiştir.
Toplama/kurutma : Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Marmara Bölgelerinde yoğunlukla yetişir. En uzun boylu diken türüdür (200 cm kadar). Sapın ucunda, enginarı andıran mor çiçekleri vardır. Meyveler(tohum) koyu renkli ve 5-7mmuzunluğundadır. Ağustos-eylül aylarında olgunlaşan meyveler(tohumlar) toplanır ve açık havada iyice kurutulur.
Kullanışı: Yaprakları, dikenleri ve kabuğu taze iken soyularak yenir. Yaprağı, çiçeği, kök ve gövdesi kaynatılarak suyu içilir. Tohumu dövülerek bala karıştırılıp içilir.
Bir tatlı kaşığı dolusu devedikeni tohumu havanda hafifçe ezilir, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 10-15 dakika demlendirildikten sonra süzülür. Taze demlenmiş çay sıcakken ve yudumlanarak, sabahları aç karnına, öğlen yemeğinden yarım saat önce ve yatmadan yarım saat önce birer bardak içilir.
Devedikeni tohumu, nane ile karıştırılarak da demlenebilir; böylece, yalnızca yeni bir lezzet oluşturmakla kalınmayıp, çayın iyileştirici gücü de arttırılmış olur.
Tentür kullanımı: Carduus marianus, öncelikle karaciğer ve safrakesesi ağrılarıyla birlikte gelişen karaciğer hastalıklarına karşı kullanılabilir. Ayrıca, safra kesesi iltihabı, alında odaklanan baş ağrıları,siyatik, kas romatizması ve baldır yaralarına karşı başarıyla kullanılabilir.
Genellikle, başlangıç tentürü Ø, D1 ve D2 seyreltileri kullanılır. Günde 2-4 kere, 20-25damla tentür, biraz suyla inceltilerek alınır ve kısa bir süre ağızda tutulduktan sonra yutulur.Uyarı: Devedikeni tohumunun bilinen hiçbir yan etkisi yoktur ve herkes gönül rahatlığı ile kullanabilir.
REÇETELER: Karaciğer yetersizliği: Bitkinin içeriğindeki silymarin maddesi karaciğer tedavi edicidir. Bu nedenle bitki ve ya tohumları kaynatılıp soğuk olarak içilebilir. Eğer tatlandırılmak istenirse bir miktar bal kullanılabilir.
Zehirlenmelerde: Meryemana dikeni kaynatılır süzülerek içilir.
Hepatit (Sarılık): Meryemana dikeni ayrık otu köküyle beraber kaynatılır soğutulmuş olarak içilir. Tatlandırıcı olarak bir miktar bal kullanılabilir.
Mide güçlendirici: Meryemana dikeni bitkisinin tohumları ezilerek sirkenin içine atılır.20 gün bekledikten sonra kullanılabilir.
Ateş düşürücü, idrar arttırıcı, romatizma ağrılarını azaltıcı: 15g meryemana dikeni 100g suda haşlanır ve bu hazırlanan preparattan bir bardak içilerek tedavide kullanılır.
Safra arttırıcı: Bir miktar meryemana dikeni tohumları suda haşlanır ve elde edilen preparat içilerek kullanılabilir.
Kum dökücü olarak: 25g halis meryemana dikeni suyu ile yeteri miktarda badem yağı karıştırılır. Elde edilmiş olan preparat içilir.
UYARILAR:Araştırmalar sonucu şikâyetlere göre tedavi amaçlı kullanılan preparatların yan etkilerinin olmadığı açıklanmaktadır fakat kesinlikle doktorunuza başvurmadan ve profesyonel bir yardım almadan kullanmayınız!
Nitrojence yani azotça zengin özellikle kimyasal gübre kullanılmış toprakta yetişen bitkiler tedavi amaçlı ilaç olarak kullanmayınız.Kaynak:Çiğdem TÜRCANTıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri
BREMNES Lesley, Çeviren: EBCİOĞLU Nejat / Şifalı Otlar Cep AnsiklopedisiÖZER Mustafa / Tabiat Eczanesi/ Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi, cilt 1-2 Akit Gazetesi, Kütahya, 1998.ZEYBEK Necmettin (Prof. Dr.), ZEYBEK Ulvi (Doç. Dr.) / Farmasötik Botanik/ Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, İzmir, 1994DEMİRHAN ERDEMİR Ayşegül (Prof. Dr.) / Şifalı Bitkiler Doğal İlaçlarla Geleneksel Tedaviler/ Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim ÜyesiACARTÜRK Reyhan; Şifalı Bitkiler Flora ve Sağlığımız
Ekinezya
ERGUVANİ KİRPİBAŞI,KİRPİBAŞI,KİRPİOTU,İNCE YAPRAKLI EFLATUN KOZA ÇİÇEĞİ,SAMSON KÖKÜ,KONİ ÇİÇEĞİLatince Adı: Echinacea purpurea- Echinacea angustifolia - Echinacea pallidaEkinezya (Echinacea purpurea(L.) Moench), Asteraceae familyasından dünyanın en önemli şifalı bitkilerinden olup; kuru toprak ve ovalar ile seyrek ormanlık arazilerde doğal olarak yetişen çok yıllık bir bitkidir.Kuzey Amerika kökenli önemli bir sifalı bitki türüdür. Otsu, çok yıllık bir bitkidir. Gövdesi kalın ve tüylüdür. Yapraklar uzun ve mızrağımsı olup tepedekiler sapsız alt taraftakiler ise uzun saplıdır.Çiçekleri eflatun renginde ve çok sayıda boru seklinde çiçeklerden olusmus konik bir disk seklindedir. Etrafında 12 - 20 adet büyük, yaygın donuk - eflatun taç yapraklar mevcuttur. Çiçekler haziran ekim arasında açarlar.Kızılderililer bitkinin kökünü ve yapraklarını her tür yaranın tedavisinde, enfeksiyon ve iltihaplanmalarda, zehirli böcek ve yılan sokmasına, boğaz ve diş ağrısına, kabakulak, çiçek hastalığı ve kızamığa karşı başarıyla kullanıyorlardı. Bitkide bakteri, mikrop ve virüslere karşı oldukça etkili olan maddeler bulundu. Bu maddeler başlıca; echinacoside, poli-sakkaritler (polysaccharides), poli-asetilenler (polyacetylenes), gliko-proteinler (glycoproteins), kafeik asit türevleri (Cichoric Acid), tri-glikosid (triglycoside), betain, seskiterenler (sesguiterpenes), karyofilen (caryophylene) dir. Ayrıca bitkinin, etken maddelerinin sinerjik etkisi (birlikte oluşturdukları etki) sayesinde bedenin savunma sistemini (Bağışıklık sistemi) güçlendirerek enfeksiyon tedavilerinde yardım sağladığı da bulundu.Araştırmaların çoğu bitkinin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi üzerine yoğunlaşmıştır.Doku yenilenmesini hızlandırdığı ve iltihaplanmaları azalttığı da bilinmektedir. Aslında bu bitkiye en duyarlı hücreler; akyuvarlar, T-Lenfositler (Hücresel Antikor), doğal öldürücü hücreler (Natural killer cells) ve makrofajlar’ dır. Bilindiği gibi makrofajlar; vücudun atık toplayıcıları olup, vücuda giren mikroorganizmaların dokulara yayılmasını önler ve lenf sistemini korur. Doğal öldürücü hücreler ise bu adı kanserli veya virüs enfeksiyonlu hücreleri yok ettiği için almıştır. (Kronik yorgunluk sendromunda bu hücrelerin aktivitesi düşüktür.). Bu nedenle Koni Çiçeği, kronik yorgunluk sendromunda da fayda sağlayabilmektedir. Etki ve Kullanım: İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; Ekinezya'nın akyuvarların (Beyaz kan hücreleri - Lökosit) sayısını yükselttiği, ve enfeksiyon bölgesine hareketlerini (göçünü) hızlandırdığı ve böylece bakteri, virüs ve diğer yabancı mikro-organizmaların yok edilmesine yardımcı olduğunu göstermiştir. Gargara gibi kullanıldığında ağız yaralarını iyileştiriyor Bakteri ve mantar enfeksiyonlarına karşı direnci artırıyor, Üst solunum yolları enfeksiyonlarını tedavi eder. Soğuk algınlığının ilk belirtileri görüldüğünde veya öncesinde alınması etkisini daha da güçlendireblmektedir. Bitki, üst solunum yolları enfeksiyonları ve sinüzit için de tedavi edici bir ajan olarak dikkate alınabilir. Koni Çiçeği, hemen hemen tüm bulaşıcı hastalıklar için de fayda sağlayabilir Romatizma ve artrit vakalarında uygulanan tedaviye destek veriyor, Hastalığa neden olan mikro organizmaların insan vücudunda çoğalmasını zorlaştırıyor, Alerjik reaksiyonları önlüyor, Böcek ısırıkları, irinli yara, sedef, akne (sivilce) ve egzama gibi cilt rahatsızlıklarında fayda sağlamaktadır, Bitkinin artrit (mafsal iltihabı) ve lenfatik şişkinlik (Lenfödem) durumlarında faydalı olabilir, İnterferon üretimine de yardımcı olmaktadır. Uygulanan kanser tedavilerinde hastanın bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve yaşam standardının yükseltilmesi için Ekinezya preparatları kullanılabilmektedir. Bu preparatları kemoterapi ile eşzamanlı kullanmış olan kanser hastalarının tedavi süreleri kısalabilmekte ve hasta tedavi süresince, Ekinezya kullanmayan hastalara göre kendini daha güçlü hissedebilmektedir.
. Koni Çiçeği’ nin anti-bakteriyel özellikleri ise; yaraların iyileşme süresini hızlandırmakta ve yanık, böcek ısırıkları, irinli yara, sedef, akne (sivilce) ve egzama gibi cilt rahatsızlıklarında fayda sağlamaktadır. Üzerinde bir çok arastirma yapilmis özellikle immün sistemini desteklemeyle ün salmis bir bitkidir.Beyaz kan hücrelerinin üretimini tesvik ederek immün sistemi destekler. Güçlü antibakteriyel ve anti viral özelliklere sahiptir. Soguk alginligi, grip, herpes, Sinüzit, samannezlesi, solunum hastaliklari; anti iltihabi özellikler: egzama, çibanlar, kesikler, yaniklar ,sedef, sivilce,yaralar, ülser, kurdesen v.bSoguk alginligi ve hafif enfeksiyonlarda çok basarilidir. Isveç'de yapilan bir çalisma ekinazyanin nezlenin 12 klinik septomunu azalttigini göstermistir. Nezlenin ilk isaretleri görüldügünde alinmalidir.Sik sik tekrarlayan yerlesik müzmin bronsit, Sinüzit de koruyucu olarak da kullanilabilir.Ayrica grip ve kulak enfeksiyonlarinda da faydali oldugu tesbit edilmistir. Bir çok çalisma ekinezyanin saglikli doku ile istenmeyen patojenik organizmalar arasindaki dogal bariyeri tahrip eden hyaluronidase adli enzimin olusumunu önledigini göstermistir. Bu yüzden vücudun savunma hattini virüslere karsi korur. Ekinezya ekstresinin farelerde bazi tümör tiplerinin büyümesini engelledigi gösterilmistir. Muhtemelen vücudun kendi savunmasini arttiran anahtar lenfositlerin üretimini destekleyerek tümörlerin büyümesini baskilamaktadir. Yine kemoterapi alan hastalarda immün sistemi desteklemektedir. Herpes ve grip virüslerinde etkili olup yine inatçi bir mantar enfeksiyonu olan candida'ya karsidabasarili olmus olup tekrarini da engellemektedir. Cilt yara ve yaglarinin, cilt ülserlerinin iyilesmesinde faydalidir
Yan Etkileri: Bilinen bir yan etkisi yoktur. Asiri dozajlar mide bulantisina yol açabilir. 6 haftadan fazla tavsiye edilmemektedir. Iki hafta ara vermek yeterli bir önlem olabilir. 2 yasından küçük bebeklerde, tüberkülozlu hastalarda ve romatizmal arterit ve lupus gibi otoimmün hastalarında immün fonksiyonlarini uyardığı için kullanılmaması yerinde bir tedbir olacaktir. Uyarılar: Oto-immün rahatsızlığı olanlar bu ürünü kullanmamalıdırlar. Bu ürünün 1 ay içerisinde 2 haftadan fazla yüksek dozda devamlı kullanımı tavsiye edilmez
Tibbi Bakis Tarzi : Agiz sagligiDis gum'larina sürüldügünde veya gargara yapildiginda içerdigi echinacoside maddesi dolayasi ilegenellik gingivit'lere sebep olan zararli streptococcus bakterisini baskiliyarak gingivitlerin iyilesmesine yardimci olur. Dört mililitrelik bir ekinezya sivi ekstrakti ile gargara yapildiginda agiz ülserlerini iyilestirir. Ekinezya tentürü ile yapilan gargara dislerin periodental rahatsizliginin iyilestirilmesine yardim eder.DeriEkinezya zararli bakterilerin deride sebep oldugu enfeksiyonlarin iyilestirilmesini hızlandırır. Tinea hastalığına sebep olan epidermophyton mantarının büyümesini tamamen engelleyerek Tinea hastaliginin iyileşmesine ve önlenmesine yardımcı olur.Ekinezya hem saglikli hem de AIDS'li veya kronik yorgunluk sendromlu hastalarda NK lenfositlerini aktive eder. Yine ayni şekilde fagositleri antijenleri bozması için uyarır.Bakteriyel ve viral rahatsızlıklardan sonra geri normal duruma gelmeyi hızlandırdığı gibi onlara karşıda engelleme yapmaya yardım eder.Bazı tip mantarlara karşı Ekinezya bir çok virüsü baski altinda tutar :Kanserin tedavisinde yardımcı olmakta ve lösemide de ömrü uzatmaya yardımcı olmaktadır.
Içerigi : VitaminlerA - B2 - C - E VitaminiUçucu yaglar:Borneol - Bornylacetate - Caryophylene # - Pentadeca - 8 - ene - 2 - one - Germacrene DTerpenler: Humulene - EchinadioleKURUTMA: Kurutma işlemi havadar ve gölge bir yere ince şekilde sererek yapılmalıdır.Sk sık çevrilerek kurutma işlemi çabukça yapılmalıdır.SaklamaNemsiz, kuru yerlerde saklanır.Yararlanılan Kısımları
Kök, rizom ve yapraklarKullanma SekliTentür ve çaylarıHazırlanma BiçimiGelenekselTavsiye edilen dozajlarEnfeksiyonlarda:Bazi herbalistler ilk 24 - 48 saatlik dönemde yüksek doz önerirler. Her iki saatte bir 40 damla ekinezya tentürü veya 400 - 500 mg kurutulmus bitki tavsiye ederler.Klasik soguk algınlığında(1:5)lik tentürden her seferinde 9 - 12 ml olmak üzere günde 3 defa alinir.Yüksek dozajlar örneğin her iki saatte bir 3 - 5 ml(günde 80 ml ye kadar) daha büyük etki yapar.Gripte echinacea purpurea kökünün alkol ekstresinden günlük 900 mg(180 damla) alınabilir.Periyodik dozlar:4 gün alıp 3 gün ara verilerek kullanılan periyotlarda maksimum etki sağlanır.Bu durumda immün sistem aşırı uyarılır ve düşük enfeksiyon riskleri anlaşılamayabilir.Bazı uzmanlar 6 haftalık uzun bir süre kullanıp en az 1 , tercihan 2 haftalık bir arayı tercih ederler.www.sifavi.com